spill

spill, genellikle bir sıvının kontrolsüz bir şekilde bir yüzeyden dökülmesini veya taşmasını ifade eder. Özellikle bir kabın sınırlarını aşarak yüzeye yayılan bir maddeyi tanımlar. Örneğin, bir fincanın içindeki sıvının dengesiz bir hareketle dökülmesi veya bir kutudan içindeki malzemenin kontrolsüzce yayılması durumlarında “spill” kullanılabilir. Bu kelime, genellikle bir sıvının sınırlarını aşarak çevresine yayıldığı anlamına gelir.

  • dökmek
  • dökülmek
  • sızmak
  • sızıntı

The spill of oil from the tanker polluted the sea.

Tankerden sızan petrol denizi kirletti.

ChatGPT 3.5

The spill of oil from the tanker polluted the sea.

Be careful not to spill the milk while pouring.

Dökme sırasında sütü dökmemeye dikkat et.

ChatGPT 3.5

The spill from the overturned truck blocked the road.

Devrilen kamyonun dökülen yükü yolunu kapattı.

ChatGPT 4

The spill of coffee on the laptop caused damage.

Laptopa dökülen kahve hasara neden oldu.

ChatGPT 4

The spill of information led to a public outcry.

Bilgi sızıntısı kamusal bir tepkiye yol açtı.

ChatGPT 4

The spill from the ruptured pipeline polluted the river.

Patlayan borudan meydana gelen sızıntı nehirde kirliliğe neden oldu.

ChatGPT 4

After the chemical spill, emergency responders were called to the scene.

Kimyasal sızıntıdan sonra, olay yerine acil müdahale ekipleri çağrıldı.

ChatGPT 4

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Diğer kelimeler ―